Anayasa Mahkemesi, 11 Ekim 2023 tarihli ve E. 2020/76, K. 2023/172 sayılı kararıyla, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un bazı hükümlerini Anayasa’ya aykırı bularak iptal etmiştir.
Karar, 11 Ocak 2024 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanmış olup mahkeme iptal kararı sonrasında yasal düzenlemenin yapılabilmesi için, kararın yayımlanmasından 9 ay sonra yürürlüğe girmesine karar vermiştir. Bu süre ise 10 Ekim 2024 itibariyle dolmuştur. Özetle; 10 Ekim 2024 tarihi itibariyle Sulh Ceza Hakimliklerinin, erişim engelleme kararı verebilmesi için herhangi bir yasal dayanak mevcut değildir.
Anayasa Mahkemesi, 11 Ekim 2023 tarihli ve E. 2020/76, K. 2023/172 sayılı kararıyla İptal Edilen Hükümler ve İptal Gerekçeleri:
- 8. Maddenin 4. Fıkrası: Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanına, katalog suçları oluşturan yayınlara ilişkin olarak “içeriğin çıkarılması” kararı verme yetkisi tanınmıştı. Mahkeme, bu yetkinin ceza yargılaması sürecinden bağımsız ve nihai bir tedbir niteliğinde olduğunu, masumiyet karinesini ihlal ettiğini belirterek iptaline karar vermiştir.
- 8. Maddenin 11. Fıkrası: İçeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararının yerine getirilmemesi hâlinde, BTK Başkanı tarafından içerik, yer ve erişim sağlayıcılarına idari para cezası uygulanmasını öngören düzenleme de aynı gerekçelerle iptal edilmiştir.
- 9. Maddenin Tamamı: Kişilik haklarının ihlali durumunda, sulh ceza hâkimine başvurarak içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi talebine ilişkin düzenlemeler, ifade ve basın özgürlüklerini ölçüsüz bir şekilde sınırladığı ve hukuki belirlilik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmiştir.
- Maddenin İptali: Kişilik Hakları İhlallerinde Sulh Ceza Hakimlikleri Yetkisi
5651 sayılı Kanun’un 9. maddesi, bir kişinin kişilik haklarının ihlal edildiği iddiasıyla internet ortamında bir içeriğin kaldırılmasını veya erişiminin engellenmesini talep edebilmesi için sulh ceza hâkimine başvurma hakkı tanıyordu. Kişiler, internette yayımlanan bir içerikten ötürü onur, şeref veya itibarlarının zedelendiğini düşündüklerinde, bu maddeye dayanarak doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak, ilgili içeriğin engellenmesini talep edebiliyordu.
Anayasa Mahkemesi, bu maddeyi iptal ederken bazı önemli gerekçelere dayanmıştır:
- İfade ve Basın Özgürlüğü İhlali: Anayasa Mahkemesi, 9. madde kapsamındaki düzenlemelerin ifade ve basın özgürlüklerini ölçüsüz bir şekilde sınırladığını değerlendirmiştir. Sulh ceza hâkimlikleri aracılığıyla içeriklerin engellenmesi, kişilik hakları ihlal edildiği gerekçesiyle birçok içeriğin hızlıca erişimden kaldırılmasına neden olabiliyor. Bu, ifade özgürlüğü açısından ciddi bir sınırlama olarak değerlendirildi. Özellikle basın kuruluşlarının ve sosyal medya kullanıcılarının ifade özgürlüğü kapsamındaki haklarının ihlali, Anayasa Mahkemesi’nin iptal gerekçeleri arasında önemli bir yer tutuyor.
- Hukuki Belirlilik İlkesine Aykırılık: Mahkeme, 9. maddedeki düzenlemelerin hukuki belirlilik ilkesine de aykırı olduğunu belirtmiştir. Kanun, sulh ceza hâkimliklerinin kişilik haklarına yönelik ihlallerde hangi ölçütlere göre karar vereceği konusunda açık bir çerçeve sunmuyordu. Bu belirsizlik, uygulamada keyfi veya ölçüsüz kararların alınmasına yol açabiliyordu. Anayasa Mahkemesi, belirlilik ilkesine aykırılığın bireylerin hukuk güvenliğini zedelediği değerlendirmesinde bulunarak bu hükmü iptal etmiştir.
- Tek Taraflı Başvuru ve Savunma Hakkı Sorunu: 5651 sayılı Kanun’un 9. maddesi uyarınca yapılan başvurular, hızlı sonuçlandırılması gereken işlemler olarak görüldüğünden, çoğu durumda tek taraflı bir başvuru süreci işletiliyordu. Yani, içerik sağlayıcısı veya ilgili platform, karar alındıktan sonra bilgilendiriliyordu. Bu durum, savunma hakkının zedelenmesi anlamına geliyordu. Anayasa Mahkemesi, savunma hakkının bu tür karar alma süreçlerinde göz ardı edilmesini de iptal gerekçeleri arasında değerlendirmiştir.
- Sulh Ceza Hakimliklerinin Yetki Alanının Genişlemesi ve Denetim Sorunları: Mahkeme, sulh ceza hâkimliklerinin bu tür başvurulara ilişkin karar alma yetkilerinin sınırlanması gerektiğine dikkat çekmiştir. Sulh ceza hâkimliklerinin internette yayınlanan içeriklere dair böylesine geniş yetkilerle donatılması, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlık ilkelerine aykırılık taşıyabilmektedir. Bu yetkilerin geniş olması, denetim mekanizmalarının yetersizliği nedeniyle içerik engelleme kararlarının orantısız veya keyfi bir biçimde uygulanma riskini artırmaktadır.
ANAYASA MAHKEMESİNİN İPTAL KARARININ YÜRÜRLÜĞE GİRMESİ İLE SULH CEZA HAKİMLİKLERİ ve ERİŞİM SAĞLAYICILARI BİRLİĞİ ERİŞİM ENGELLEME TALEPLERİNİ REDDETMEYE BAŞLAMIŞTIR
Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının yürürlüğe girmesi ile Sulh Ceza Hakimlikleri erişim engelleme taleplerini reddetmeye başlamıştır. Örneğin, İstanbul Anadolu 6. Sulh Ceza Hakimliği’nin 2024/10694 değişik iş sayılı dosyasında, hakimlik kendisine gelen erişim engelleme talebini Anayasa Mahkemesi’nin 2022/123 esas ve 2023/76 karar sayılı iptal kararını gerekçe göstererek reddetmiştir. Hakimlik, 10 Ekim 2024 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren iptal kararıyla birlikte 9. maddenin artık yürürlükte olmadığını ve dolayısıyla erişim engelleme kararı verme yetkisinin bulunmadığını belirtmiştir. Sulh Ceza Hakimliği, ret kararında AYM’nin iptal kararının yürürlüğe girdiğini, ‘’içeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi’’ başlıklı 9. maddesini uygulama imkanı kalmadığını belirterek gerekçeyi ortaya koymuştur. Söz konusu iptal kararının hala yürürlüğe girip girmediği konusunda bilgisi olmayan ya da başka bir anlatımla haberdar olmayan bazı Sulh Ceza Hakimlikleri ise talep üzerine erişimin engellenmesi kararı verseler de kararları uygulanmamaktadır.
Zira, bu kararları uygulayacak merci olan, Erişim Sağlayıcıları Birliği de Sulh Ceza Hakimliklerinden gelen erişim engelleme kararlarını uygulamamaktadır.[1] Esasen Anayasa Mahkemesi kararından habersiz olarak Sulh Ceza Hakimliklerinin erişim engelleme kararı vermesi, AİHS md. 7 kapsamında düzenlenen kanunilik ilkesine aykırı olacaktır. Bu yönüyle kararlar yok hükmünde olup, uygulanması mümkün değildir.
Av. Gizay DULKADİR
KAYNAKÇA:
- https://dergipark.org.tr/tr/pub/maruhad/issue/85297/1483907
- https://www.alomaliye.com/2024/01/10/anayasa-mahkemesinin-e-2020-76-sayili-karari-internet-ortamindaki-yayinlar-ve-islenen-suclar/
- https://dergipark.org.tr/tr/pub/maruhad/issue/85297/1483907
- https://sen.av.tr/tr/makale/AYM%E2%80%99nin-internet-kanunu-ile-ilgili-iptal-kararinin-degerlendirilmesi
- https://www.eralp.av.tr/11-10-2023-tarihli-2020-76-esas-ve-2023-172-karar-sayili-aym-karari-ile-5651-sayili-kanunda-yapilan-degisiklikler/
- https://gun.av.tr/tr/goruslerimiz/makaleler/internet-kanunu-na-iliskin-anayasa-mahkemesi-karari
- https://www.hukukihaber.net/aymnin-202076-esas-2023172-karar-sayili-karari-44984989
- https://www.tevetoglu.av.tr/tr/yayinlar/5651-sayili-kanunda-degisiklik-anayasa-mahkemesinin-202076-e-2023172-sayili-karari-2024-01-17-063430
- https://www.hukukihaber.net/sulh-ceza-hakimliklerinin-erisim-engelleme-karari-verme-yetkisinin-sona-ermesi-ve-olusan-hukuki-bosluk
[1] https://www.hukukihaber.net/sulh-ceza-hakimliklerinin-erisim-engelleme-karari-verme-yetkisinin-sona-ermesi-ve-olusan-hukuki-bosluk